Budapeşte, Macaristan





Macar devletinin kuruluşu ilk Macar kralı Stephen'in (1.İstvan) 1000 yılında papadan talep ettiği tacı giymesi ve böylelikle batı anlamında Hristiyan devlet kimliğine bağlılık beyanıyla simgeleniyor.
Tuna nehrinin batısında Buda, doğusunda Peşte ve Buda'nın kuzeyinde Obuda'nın 1873'te birleşmesiyle oluşmuş Budapeşte, saraylar ve müzeler şehridir. Kale tepesi şehrin en zengin müzesini içinde barındırmaktadır.

Kahramanlar Meydanı

Hösök Tere ya da yaygın adıyla Kahramanlar Meydanı, Budapeşte'nin en büyük ve etkileyici meydanıdır. Meydanın ortasında yer alan milenyum anıtından dolayı Milenyum Meydanı olarak da isimlendirilmektedir. Meydan, sağında Opera binası ve solunda Güzel Sanatlar Müzesi ile çevrilidir. Meydanın sonundaki Andrassy caddesi şehirin önemli caddelerinden biridir. 
Meydanın ortasında Macaristan devletinin 896 yılında kuruluşunun 1000 inci yılı anısına 1896 yılındaki milenyum kutlamaları için mimar Albert Schickedanz tarafından tasarlanan Milenyum anıtı yer almaktadır. Anıt, 36 metre yüksekliğinde ve korint tarzda sütun şeklinde inşa edilmiştir. Sütunun üstünde sağ elinde papalık tacını, sol elinde  iki çubuklu haçı tutan baş melek bulunmaktadır. Sütunun dibine Macar devletinin kurucusu olarak kabul edilen Kral Arpad yanında  Elod, Ond, Kond,Tas, Huba ve Töhötöm adındaki diğer macar reislerinin at üstündeki heykelleri yerleştirilmiştir.
Anıtın arka tarafında yedisi sağda yedisi solda olmak üzere iki bölüm halinde Macar ulusal kahramanlarının heykelleri yapılmıştır. Her heykelin altında bir rölyefle ulusal kahramanın yaşamından bir kesit sunulmaktadır. 
Sol taraftaki sütünların başında üretmeyi ve serveti anlatan bir kadın ve erkek heykeli, iç tarafta savaşı anlatan kırbaç gibi elindeki yılanı kullanan arabalı savaşçı heykeli ile barışı temsil eden elinde palmiye yaprağı tutan kadın figürü karşılıklı durmakta, soldaki sütünların başında ise bilgi ve zaferi temsil eden elinde altın heykel tutan bir erkek ve kadın heykeli yer almaktadır.





Parlamento Binası,

Mimarı Imre Steindl dır. Neo-Gotik tarzdadır. Yapımına 1884 yılında başlanmış ve 1902 yılında tamamlanmıştır. Tuna nehri kıyısında ve şehrin Peşte tarafındadır. Binanın dışında Macar ulusal kahramanlarından Rakoşi ve Koşut'un atlı heykelleri dikilidir. Bina 268 metre uzunluğunda, 118 metre genişliğinde ve 96 metre yüksekliğindedir. Papanın Macarların Hristiyanlığı kabulünün 1000. yılı için gönderdiği kutsal haç da binadadır. Budapeşte'de gezilecek yerler arasında ilk sıralardadır. Gece de görülmesi lazım.


Balıkçılar Tabyası ve Matthias Kilisesi,

Harikulade bir yer! Masal kitaplarında yer alan saraylar gibi. Balıkçılar Tabyası, 1895 yılında balıkçılar loncası adına yapılmış gotik bir şaheser. Meydanda Aziz İstvan'ın at üzerinde duran heykeli ve Matthias klisesi yer almakta. Aziz İstvan Hristiyanlığı Macarlara getiren kraldır. Kralların evlilik ve taç giyme törenlerine sahne olan Matthias Kilisesi, Osmanlı döneminde boşaltılıp iç süslemeleri badana edilerek kapatılmış ve 1541'de camiye dönüştürülmüştür.  Daha sonra barok stilde eklemeler yapılmıştır.
Balıkçılar Tabyası


St. Stephen

Matthias Klisesi





Gül Baba Türbesi,

Asıl adı Cafer olan Bektaşi dervişi Gül Baba, Amasya Merzifon doğumludur. Budin seferine katıldığı ve zaferin anısına dua okunduğu gece öldüğü söylenmektedir. Kanuni Sultan Süleyman'ın Gül Baba'nın cenazesine bizzat katılıp "Budin, koruyucusu Gül Baba'ya emanet olsun" dediği rivayet edilmektedir.  Gül Baba lakabını kavuğuna taktığı gülden almıştır.  Türbesi, Budin valisi Mehmed tarafından yaptırılmıştır. Türbenin pek çok milletten ziyaretçisi vardır.

Gellert Tepesi Citadella ve Özgürlük Anıtı,



Budapeşte'ye kuşbakışı bakmak için mükemmel bir yer. Gellert Tepesi şehrin en yüksek noktası. Hristiyanlığı kabul etmeyen paganların ceza olsun diye Gellert adındaki piskoposu bir fıçı içinde  aşağıya yuvarlayıp öldürmelerinden dolayı tepeye Gellert adı verilmiş. Tepenin eteklerinde Gellert'in bir heykelini bulabilirsiniz. Tepeye, Budapeşte'nin 1945 yılında Kızılordu tarafından Nazi işgalinden kurtarılması anısına1947 senesinde 14 m yüksekliğinde özgürlük heykeli dikilmiştir.  Yine Osmanlı zamanından kalma Raş ve Rudaş hamamlarını, kaya kilisesini ve 5 yılıdızlı Gellert oteli ile kaplıcasını burada görebilirsiniz. Budapeşte'nin çeşitli zamanlara ait fotoğrafları da kentin gelişimini izleyebilmeniz için yol kenarlarına konulmuş.









Vaci Sokağı, Vaci Utka

Şehrin Peşte yakasında alışveriş yapıp, eşe dosta hediye alınabilecek ve meşhur gulaş çorbasını ttadabileceğimiz turistik bir sokak. Gulaş, et ve sebzeden yapılan bir tür çorba.  Yeri gelmişken macar mutfağının tipik özelliği biber ve baharatın yemeklerde bolca kullanılması imiş.  Gulaş çorbasını bazı yerler tabakta servis ederken bazıları küçük bir tencerede getiriyor. Lezzetli ve doyurucu bir yemek. Başka yemek siparişi vermeden önce çorbayı tabakta servis edip etmediklerini sormak gerekiyormuş. Gulaş çorbasını Paul's Bistro'da denedim.  Bir de yerli biradan içtim. Çorbayı ve birayı beğendim. Çorbayı tabakta sunup sunmadıkları sormadığım için, doymam diye bir de hamburger ısmarlamıştım. Gerçi hamburger fazla geldi; ama, özel bir hamburger olduğu için tadı nefisti.Vaci Utca epey uzun bir cadde. Sokağın bitişinde güzel vakit geçirilebilecek kapalı çarşı var. Macaristan'da para birimi forint olmakla beraber euro'da kullanılıyor.

Paul's Bistro




























Tuna'nın kraliçesi Zincirli Köprü ya da Széchenyi Lánchid

Buda ve Peşte yakalarını bir araya getiren Tuna'nın ilk göz ağrısı Széchenyi Lánchid iskoçyalı mimar Adam Clark tarafından 1839-1849 yılları arasında yapılmıştır. Köprüye girişte iki yanda aslan heykelleri vardır. Chain Bridge, 2. Dünya Savaşı'nda bombalanmış ve zarar görmüştür. 1948 yılında aslına sadık kalınarak yeniden yapılmıştır. Şehirde Zincir Köprü'den başka 9 tane daha köprü bulunmaktadır.

Margit adası, Elizabeth Köprüsü ve Buda Sarayı,

Margit adası, Budapeşte halkının haftasonlarını dinlenerek geçirdikleri Tuna nehri üzerinde küçük bir dinlence adasıdır. Arpad ve Margit köprüleri ile şehre bağlanmış ada yaklaşık 2 km uzunluğundadır. Adada bulunan japon bahçeleri, kaplıcalar ve yüzme havuzları keyifli bir gün geçirmek isteyenlere göre.
Elizabeth köprüsü İkinci Dünya Savaşı'nda hasara uğramış; ama onarılmış. Köprü adını Avusturya Macaristan imparatoru Franz Joseph'in eşi Elizabeth'ten almış.
Buda kalesine Lordlar caddesini takip ederek birbirinden güzel mimaride yapılmış binaların arasında dolaşarak gitmek ayrı bir zevk. Maria Theresa, Buda kalesinin olduğu yere bir saray inşa ettirerek Habsburg hanedanlığının ihtişamını gözler önüne sermiş.

























Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.